İrfanımız artsın....
sevgi ile ihvanlığa...  
  Ana Sayfa
  Görünmeyen Üniversiteler
  Mizah
  Acele karar vermeğin
  86400 Saniye
  Tarihten Damlalar
  Tefekküre Doğru
  AKRAdyo
  İletişim
  Mehmet Zahid Kotku
  MEVDUDİ
  Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan
  İskilipli Atıf Hoca
  ''Azrail söylediğinden daha güzelmiş''
  Duanın Gücü
  Galeri
  hazırlanıyor...
Duanın Gücü

 DUANIN GÜCÜ

Şükran Duymak Şükran duymak da bir yaklaşım tarzıdır ve bizim
müteşekkir olacak o denli çok şeyimiz var ki. Loise Redden isimli çok
fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle bir manava girer. Dükkan
sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu,
çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve
yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. John Longhouse isimli manav ona
ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terketmesini ister. Kadın
ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek, lütfen efendim der, paramız olur olmaz
getirip borcumu ödeyeceğim. John kendisine bir kredi açamıyacağını çünkü
onun eski bir müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını
söyler. O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında
devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçere girerek Johna yaklaşır ve ben
o kadının almak istediklerine kefilim der. Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri
ona ver. Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve
bir alış veriş listen varmıydı diye sorar. Louise"Evet efendim" der.
"Tamam" der manav. Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca
diğer kefeye istediklerinden koyacağım.!" Louise bir an duraksar, sonra
başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir
kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle
bırakırken başı hala öne eğiktir. Manavın ve diğer müşterinin gözleri
terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav müşteriye dönerek
, kısık bir sesle, "İnanamıyorum." Der. İnanılacak gibi değİldi. Müşteri
manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya
başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.
Terazinin kefesi artık üzerindekileri almayacak kadar doldurduğunda
çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir.

Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kağıdı eline
alır ve okur. Bir de bakar ki orda bir alış veriş listesi
yoktur. Sadece bir dua yazılıdır. "Tanrım neye ihtiyacım
olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum."

Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Loise kendisine teşekkür ederek
dükkandan ayrılır. Müşteri Johnun eline bir elli dolarlık tutuştururken,
her kuruşuna değdi, der.

Daha sonra John Longhouse terazisinin
kefelerinin kırılmış olduğunu görür. Bu nedenle duanın ne kadar ağır
çektiğini sadece Tanrı bilir.

DUA BİZİM İÇİN HİÇBİR MALİYETİ OLMAYAN
BEDAVA BİR HEDİYEDİR.

 
Bugün 9 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
 
   
Mertlik  
  Geçmişin büyük bilginlerinden biri, yorgun bitkin bir halde uzun bir yolculuktan dönmüş, ter ve kir ağırlığı da buna eklenmişti Yurduna yuvasına kavuşan bilginin ilk işi hamama gidip kendisine en fazla rahatsızlık vermiş olan kir ve terden kurtulmak oldu Hamamda kendisini yıkayan tellak görgüsü kıt biriydi Yıkanma kesesine dolan avuç avuç kirleri suya tutacağına "Ne kadar kirlisin" der gibi bilgin zatın önüne yığıyordu Keseleme işi devam ederken, tellak keselediği şahsın ilim sahibi biri olduğunu öğrenince, "Efendim madem siz derin bir bilginsiniz 'mertlik nedir?' bana açık seçik anlatır mısınız?" dedi Yıkanmakta olan büyük bilgin tellaka bir incelik dersi vermenin fırsatını yakalamıştı Şöyle dedi:

"Mertlik, kimesinin ayıp ve kusurlarını yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir"
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol