Padişahın kölesi
Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, geminin mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya, inlemeye başladı. Tir tir titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar, ama bir türlü sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı, 'Müsaade buyurursanız ben onu sustururum' dedi. Padişah da 'Lütfetmiş olursunuz' dedi. Yaşlı adam emretti, köleyi denize attılar. Köle birkaç kere suya battı çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiden tarafa çektiler. Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı, oradan gemiye çıktı, bir köşede uslu uslu oturmaya başladı. Yaşlı adamın yaptığı iş padişahı hayrete düşürdü, 'Bu işteki hikmet nedir' diye sordu. Yaşlı adam cevap verdi: ''Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selâmetin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de böyledir, bir felâkete duçar olmayan kimse, huzurun kıymetini bilemez."
Cenaze
İmamın ,tayini bi köye çıkar.imam gelmeden,imamın korkak oldugunu duyar köylüler.imama bi tuzak hazırlarlar.köylünün birinin öldüğünü ve yıkaması için hocaya,söylerler. hocaya mecbur yıkıycak.içeri girer köylüyü yıkar .ama,hocadan ses yok.merak ederler. bir zaman sonra hoca ter içinde çıkar,ve köylülere çok kızar.eyyyy cemaat;bi dahaki sefere ölmemiş mefta getirmeyin bana. öldürene kadar canım çıktı demişşş.
Ahlak
Küçük Salamon, okuldan iki gözü iki çesme dönmüstü. Babası, niye
agladigini sorunca hiçkira hiçkira cevap verdi :
- Öğretmen ahlak nedir diye sordu, bilemediğim için bana sifir verdi.
- İyi etmis. Öğreneydin dedi babasi. Gel sana anlatayim, dinle. Mesela, bir müsteri geldi dükkana, mal aldi. Giderken de içi para dolu cüzdanini unuttu. Iste ahlak burada baslar. Bu cüzdani ne yapacagim ? Yalniz kendime mi saklayacağim yoksa ortagimla mı paylaşacağım ?
|
|
Fıkra gibi
Barbaros bulvarında olmuş bir olay... Arkadaşlarla öyle Barbaros bulvarında yürüyorduk. Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti. Biz 'Freni patladı' filan demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi. Hemen koştuk, yardım edelim diye. Minibüse ulaştığımızda manzara şuydu: Yolcuların kiminin kası açılmıs, kiminin dudağı patlamış... Dağılmış vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflık var. Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaşlar gelecek şekilde gülüyorlar. Biz ne yapacağımızı şaşırdık. 'Ne oldu?' diye sorduk. Bir iki tanesi, güçlükle 'Şoför, şoför...' diyebiliyor ama yine gülmeye başlıyorlar. Bu şaşırtıcı manzaranın aslını öğrenebilmek için 2,3 dakika geçmesi gerekti. Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş. Hani, bizim şoförlere özgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardır ya. Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürt aşagı düşmüş. Minibüs de kontrolden çıkıp direğe bindirmiş.
MEHMET İDİ YUHAN OLDU
Hristiyanlarla Müslümanların yan yana yaşadığı eski dönemlerin birinde Nevşehir’de bir Müslüman genci bir hristiyan kızına aşık olur.Ailesini razı edip hristiyan kızı istemeye giderler.Kızın ailesi der ki “kızımızı veririz ama hristiyan olman lazım”.Genç erkeğin ailesi her ne kadar karşı çıksa da müslüman genç ailesini ikna eder ve kızın ailesi genç adamı hristiyan etmek için kliseye götürür..Birkaç tane papaz, müslüman genci bir battaniyenin içine koyup başlarlar haç resminin karşısında sallamaya “Mehmet idi Yuhan oldu, Mehmet idi Yuhan oldu,…………..” Uzun saatler bu şekilde salladıktan sonra ayin biter ve erkek ile kız evlenir.
Evlendikten iki ay sonra genç adamı papazlar ziyaret etmek isterler ve evlerine yemekli geleceklerini önceden haber verirler.Genç erkek karısına der ki “akşama yemeğe papazlar gelecek, koca bir tencere et pişir”. Karısı der ki “iyi ama onlar et yemez ki, sadece sebze yerler” genç adam yine de et pişirmesini söyler.Karısı ısrar etmez ve koca bir tencere et pişirir ve akşam papazlar yemeğe gelirler, sofraya otururlar.Papazlar tencerenin içinde et olduğunu görünce “hayır” derler “biz et yemeyiz, sebze yeriz.” Genç adam “hay hay” der ve eline aldığı bir battiniyenin içine tencereyi oturtup başlar tencereyi sallamaya “et idi sebze oldu, et idi sebze oldu,…” bir süre bu şekilde salladıktan sonra papazlar “ne yapıyorsun?” diye sorarlar.Genç “ne yapacağım, et yemeğini sebze yemeği yapıyorum” der.Bu kez papazlar “hiç et yemeği bu şekilde sebze olur mu?” deyince genç cevabı verir “ben Mehmet iken Yuhan olduysam, bu da et iken sebze olur, yalanım varsa söyleyin”
|
2. yok
Birgün bir bir çocuk okula gitmiş.Çocuğun öğretmeni çocuklar bir soru sorucam bilene 2.soruyu sormuycam dedi.Öğretmen soruyu sordu öğretmenin sorusu şu idi.Bir kazın kaç tüğü vardır?Bilene 2. soruyu sormayacağım dedi.Bir çocuk parmak kaldırdı ve cevabı kafadan attı 5596 dedi.Öğretmen aferin doğru bildin.Öğretmen çocuğa nerden bildin dedi.Çocuk öğretmenim hani ikinci soruyu sormayacaktınız dedi.
Tanısana...
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?"
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış" Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"
|
|
veresiye
Mehmetin matamatik dersi çok kötüymüş.Annesi derki oğlum matamatik dersi öğrenmek çok kolay.Şimdi sen bakkalsın bende alıcı.Senden 2 kg muz 2 KG elma aldım.Kç borcum oldu.Sen yabancı deyilsin borcun olsun anne demiş.
Elektirik
Bir gün Ahmet okula gitmiş ders fenmiş öğretmeni sormuş ahmet elektirik nerden geçmez ahmet demiş tahtadan başka biraz düşünen ahmet bide elektrik faturasını ödemeyenlerin ewinden geçmez demiş.
reçete
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve
- "Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız" der.
- 1 Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve işe mutlu gitmesini sağlayın.
- 2 Öğlenleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğleyemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
- 3 Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı.
- 4 Eve gelince dinlenmesini sağlayın, hatta ayaklarına masaj yapın.
- 5 Haftada en az üç kere birlikte olun, eğer isterse daha fazla birlikte olun. "Eger bu dediklerimi harfiyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor. Eve geldiklerinde adam karısına sorar,
- "Ne dedi doktor sana? Kadın cevaplar :
-"Ölecekmissin. "
|